21 Şubat 2016 Pazar

tarih öğretiminde eşleştirme sorularıve yazılı sınav örneği



EŞLEŞTİRME MADDELERİ ÖRNEĞİ



YÖNERGE: Aşağıda I. sütunda kadının yardımcıları ve II. sütunda ise bu kişilerin görevleri ve mesleki bilgileri yer almaktadır. Sizden I. sütunda belirtilen kişilerin II. sütundaki karşılıklarını bulup ilgili harfi I. sütunun başında yer alan boşluğa yazmanız. Başarılar !





        ı                                                                                                     ıı





(…..) 1.NAİB                                                A. kadıya yargılama ve diğer işlerde yardımcı olan ve

                                                                         kadı tarafından tayin edilen mahkeme görevlisidir.

(…..) 2. MUHZIR                                         B. Bir şehrin muhafızı.

(…..) 3. SUBAŞI                                           C. Mahkemelerde yargılamayı yapar.

(…..) 4. ESESBAŞ                                      D. şehirlerde özellikle geceleri güvenliğin sağlayan kişi.

(…..) 5. KASSAMLAR                                E. ölen kimselerin mirasını mirasçılar arasında

                                                                        taksim eden memur.

(…..) 6. MÜBAŞİR                                          F. mahkemenin düzen ve intizamını sağlarlardı.

(…..) 7. MÜŞAVİR                                      G.Mahkemedeki yazışmaları kayda geçen kişi.

                                                                      H. Hukuku iyi bilen kadıya yardımcı olan kişi.

                                                                     J. İtibarlı kişilerin idamını gerçekleştiren kişi.

                                                             K. Davalı ve davacıyı kimi zaman da şahitleri mahkemeye

                                                                          Getirmekle görevlidir.







CEVAPLAR



1) A 2) K 3) B 4) D 5) E 6) F 7) H

,


19.02.2016
ADI ve SOYADI:
NUMARASI:
9.SINIF TARİH DERSİ 2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI
1)    Koyunhisar  savaşı kim zamanında hangi tarihte yapılmıştır ?  (10 puan)
2)    Yeni kurulan Nizam-ı Cedid askerleri ile yeniçeri askerleri arasındaki farkları ve benzer yönlerini belirtiniz.  (30 puan)
3)    Fransız  İhtilalinin  çıkma nedenleri nelerdir ?  (20 puan)
4)    Islahat Fermanı  sosyal ve ekonomik açılardan ne gibi değişikler ortaya çıkartmıştır ?
(30 puan)
5)    II. Balkan Savaşının  siyasi  nedenleri nelerdir ? (10 puan)

NOT: Puanlamalar soruların yanında yazmaktadır.
Süre 60 dakikadır.
BAŞARILAR DİLERİM…

 




CEVAPLAR…















20 Şubat 2016 Cumartesi

TARİH ÖĞRETİMİNDE YAPILANDIRILMIŞ GRİD ÖRNEĞİ

YAPILANDIRILMIŞ GRİD ÖRNEĞİ
A.      2 MART 1926
B.      1 OCAK 1926
C.      3 MART 1924
D.      25 KASIM 1925

E.       20 MAYIS 1928
F.       1 KASIM 1928
G.     5 ŞUBAT 1937
H.      3 MART 1926
İ.        30 KASIM 1925
J.        17 ŞUBAT 1926
K.      29 EKİM 1923
L.       1 KASIM 1922

Aşağıdaki soruları yukarıdaki tabloya göre cevaplayınız.
1)      Yukarıdaki tarihlerden  hangisi saltanatın kaldırılma tarihidir ?
..........................................................................................................................................................
2)      Yukarıdaki tarihlerden hangisi  Cumhuriyetin ilan tarihidir ?
……………………………………………………………………………………………..........................................................
3)      Yukarıdaki tarihlerden  hangisi kılık kıyafet kanununun ilan tarihidir?
………………………………………………………………………………………………………………………………………..............
4)      Yukarıdaki tarihlerden  hangisi latin harflerin kabul tarihidir ?
………………………………………………………………………………………………………...............................................
5)      Yukarıdaki tarihlerden  hangisi halifeliğin kaldırılma tarihidir ?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………...
6)      Yukarıdaki tarihlerden hangisi Türk Medeni Kanununun kabul tarihidir  ?
…………………………………………………………………………………………………………………………………....................

CEVAPLAR
1.      
2.       K
3.       D
4.       F
5.       C
6.       J


a)      HINÇAK VE TAŞNAK CEMİYETİ
b)      KARS İSLAM ŞURASI
c)       İSLAM TEALİ CEMİYETİ
d)      ETNİKİ ETERYA CEMİYETİ
e)      MAVRİ MİRA CEMİYETİ
f)       MİLLİ KONGRE CEMİYETİ
g)      TRABZON MÜDAFAYI HUKUK CEMİYETİ
h)      TRAKYA PAŞAELİ CEMİYETİ
i)        İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİ
j)        KLİKYALILAR CEMİYETİ
k)      GİZLİ KARAKOL CEMİYETİ
l)        KÜRT TEALİ CEMİYETİ
m)    NİGEHBAN CEMİYETİ
n)      PONTUS RUM CEMİYETİ
o)      HÜRRİYET VE İTİLAF FIRKASI
p)      MİLLİ MÜDAFA CEMİYETİ


Aşağıdaki soruları yukarıdaki tabloya göre cevaplayınız.
1)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri yaralı cemiyetlerdendir?
..........................................................................................................................................................
2)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri zararlı cemiyetlerdendir?
……………………………………………………………………………………………..........................................................
3)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Türkler tarafından kurulan zararlı cemiyetlerdendir?
………………………………………………………………………………………………………………………………………..............
4)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Ermenilerin kurduğu cemiyettir?
………………………………………………………………………………………………………...............................................
5)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Erzurum kongresine temsilci yollamıştır?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………...
6)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Rumların kurdukları cemiyetlerdendir?
…………………………………………………………………………………………………………………………………....................
7)      Yukarıdakilerden hangisinin/hangilerinin üyeleri arasında Damat Ferit’te vardır?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………….
8)      Yukarıdakilerden hangisi/hangileri saraya bağlı emekli subaylar tarafından kurulmuştur?
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………

CEVAPLAR
1.       B,F,G,H,J,K,P
2.       A,C,D,E,İ,L,M,N,O
3.       İ,L,M,O
4.       A
5.       B,G
6.       D,E,N
7.       İ
8.       M








19 Şubat 2016 Cuma

ŞEYHÜLİSLÂMLIK VE MÜFTÜLÜK



1.Giriş
2.Şeyhülislâmlığın Devlet İçerisindeki Kurumsallaşması
3.Fonksiyonel Açıdan Şeyhülislâmlık
4.Şeyhülislâmlığın Dini ve Siyasi Fonksiyonları
5.Şeyhülislâmlığın İdari Fonksiyonları
6.Müftülük



Osmanlılar’da ilmiye teşkilâtının başındaki âlimin unvanı. 
Sözlükte “yaşlı kimse, reis, bilge” anlamlarındaki şeyh ile İslâm kelimesinden oluşan şeyhü’l-İslâm tabiri, İslâm dünyasında önde gelen ulemâ ve sûfîlere verilen bir şeref unvanı olarak ortaya çıkmıştır.

Şeyhülislâm kavramı, Osmanlı Devletindeki kurumsallaşma sürecinden önceki devirlerde, Müslüman toplumlarda bir ‘ şeref unvanı ‘ olarak kullanılmıştır. 

Şeyhülislâmlığın dinî bir müessese haline gelişi Osmanlılar devrinde gerçekleşmiştir. 

Şeyhülislâm tabiri resmi bir mahiyet taşımayıp şeref ünvanı ve saygı ifadesi olarak yer almıştır.
Müfiyü’l-En’am tabiri Şeyhülislam için kullanılan halk arasında yaygınlaşmış bir tabirdir. 







Şeyhülislâmlığın Devlet İçerisindeki Kurumsallaşması 



Fatih Sultan Mehmed’in kanunnamesinde Şeyhülislâm ulemanın reisi olduğu açıkca belirtilmiştir. Kanunnamede başkentin müftüsü olarakta gösterilmiştir. Şeyhülislâm unvanının İstanbul müftüsüne verilmesinden sonra tarihi akış içerisinde, Meşihat, Makam-ı Meşihat, Meşihat Dairesi, Şeyhülislâmlık Kapısı gibi çeşitli isimlerle adlandırılmıştır.

İlmiye teşkilatının hiyerarşik yapı içerisinde Divan-ı Humayun üyesi olan Kadıaskerlerin yeri Şeyhülislâmdan daha üstün durumdaydı. XVI. Yüzyıla kadar Şeyhülislâmlar Kadıaskerlikten gelmedikleri halde bu yüzyıldan başlayarak Kadıaskerlik yapmış olan kişiler arasından atanmıştır. Şeyhülislâmlık XVI. Yüzyıldan itibaren ilmiye teşkilatının içerisinde Kadıaskerlik makamının önüne geçmiştir. Osmanlı yönetim sisteminde Şeyhülislâmın devlet protokolündeki yeri Vezir-i Azam’dan sonra gelmektedir.Bu bakımdan mevki olarak Sadrazamlar Şeyhülislamların üstünde yer almıştır. Sadrazamların azledilmelerinde veya katledilmelerinde Şeyhülislâmların vermiş oldukları fetvaların büyük oranda etkisinin de olmasıyla beraber aralarındaki denge kurulmuş oluyordu. Divan-ı Hümayun üyesi değillerdi ancak önemli konularda kendilerine danışmak amacıyla zaman zaman Divan'a davet ediliyorlardı. 




Fonksiyonel Açıdan Şeyhülislâmlık 

Şeyhülislâmlığın görev ve yetkileri; fetva vermek ve bulundukları İlmiye örgütünü (müderris ve müftüler ) yönetmek ( tayin ve terfi işlerini yürütmek ) şeklinde iki kategoride değerlendirmek mümkündür. 

Fetva verme yetkisine sahip olduklarından dolayı dini ve siyasi bir fonksiyonu, İlmiye teşkilatını yönetimi altında bulundurmak açısından idari bir fonksiyonu yerine getirdikleri söylenebilir. 

Şeyhülislâmlığın Dini ve Siyasi Fonksiyonları



Şeyhülislâmlık, Sadrazama bağlı olarak çalışan devletin genel idaresinde görev yapan resmi bir organdır. Osmanlı Devletinde Ulemânın başı olarak en güçlü politik figürü oluşturmuştur.

Şeyhülislâmlığın İdari Fonksiyonları 

Şeyhülislâmın fetva verme görevinin yanı sıra diğer bir önemli görevi ise İlmiye Teşkilatını idari bir görevli olarak yönetmekti. Yargılama ve yönetim, dini ve hukuki danışmanlık, eğitim ve öğretim görevlerini yürüten İlmiye Teşkilatının hiyerarşik yapısı şöyledir: 

1.Şeyhülislâm ( İstanbul Müftüsü ) 
2.Kadıaskerler 
3.İstanbul Kadısı 
4.Vilayet Kadıları, Müftüleri ve Müderrisleri 
5.Sancak Kadıları 
6.Naipler 
7.Cami ve Mescitlerdeki din görevlileri 




XVII. Yüzyıldan itibaren Şeyhülislâmlara danışmak bir gelenek haline gelmişti siyasi ve idari konularda ağırlıklarını daha da çok hissettirmeye başlamışlardı. 

Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra Laiklik ilkesi ile uyuşmadığı için son Osmanlı Şeyhülislâmı Medenî Nuri Efendi'nin 1922'de kabinesiyle birlikte istifa etmesi arasındaki 498 yıl boyunca sürmüştür.
Abdülhamit döneminde (1891-1907) yılları arasında 16 yıl şeyhülislamlık yapmış olan Cemaleddin Efendi

Müftülük 

Şeyhülislâmlık kurumunun içerisinde yer almıştır. Halkın dini ve hukuki alanda karşılaştığı meselelerde, dinin hükmünü açıklayıcı fetvalar vermekle görevli kişilerin yer aldığı idari bir birim olarak düşünülebilir. Müftülerin herhangi bir icra yetkisi yoktur ve fetva verebilmek için özel bir kamu görevlisi olma şartı bulunmamaktadır. Müftülük bu alandaki en yüksek mercii olan İstanbul Müftülüğü ile en alt seviyedeki kasaba ve kaza müftülükleri arasındaki birimleri içeren bir yapıdır. Ulemâ sınıfına mensub olmaları hasebiyle vergi ve benzeri şeylerden muaf tutulmuş müftüler, vermiş oldukları fetvalar içinde ayrıca ücret almışlardır. İstanbul müftülüğüne; İstanbul Kadılığı, Anadolu Kadıaskerliği ve son olarak Rumeli Kadıaskerliğinden geçilerek gelme imkanı vardır. Müftülerin atanma, terfi ve diğer özlük hakları ile ilgili işlemler Şeyhülislâmlık makamı tarafından yürütülmüştür. 


Osmanlı yönetimindeki başkent müftülüğü dışındaki müftülüklerin etkin ve çok önemli oldukları söylenemezse de tarihin akışında kaybolmayarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.




















































16 Şubat 2016 Salı

I.DÜNYA SAVAŞINDA İŞGALLER VE WİLSON İLKELERİ

İŞGALLER
İtilaf Devletleri 13-Kasım -1918 'de İstanbul'a çıkarma yaptılar.
İngilizler; Musul, Urfa, Maraş ve Antep'i işgal ettiler.
Fransızlar: Adana dolaylarını işgal ettiler.
İtalyanlar: Konya ve Antalya dolaylarını işgal ettiler.
Yunanlılar: İzmir'den başlayarak bütün Batı Anadolu'yu işgal ettiler.
Not: İngilizler Fransızlarla anlaşarak Urfa, Maraş ve Antep'i Fransızlara devrettiler

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU PAYLAŞMA TASARILARI
Gizli Antlaşmalar
Mondros Mütarekesi’ni, işgalleri ve Sevr Antlaşması’nı anlayabilmek için İtilaf Devletleri’nin kendi aralarında yaptıkları antlaşmaları kavramak gereklidir.
Not: (Bu Antlaşmalar Henüz I. Dünya savaşı devam ederken imzalanmıştır. )
1-İstanbul Antlaşması 1915
a) İngiltere - Fransa - Rusya arasında yapılmıştır.
b) Rusya'nın savaşa girmesi karşılığı İstanbul ve Doğu Anadolu'nun kendilerine verileceği vaad edilmiştir

2- Londra Anlaşması 1915
İngiltere - Fransa - İtalya arasında yapılmıştır.
İtalya'nın İttifak Devletleri’nden ayrılması karşılığı Anadolu'nun güney kıyıları vaad edilmiştir
3- Sykes - Picot ( Seyk- Piko ) Antlaşması 1916
İngiltere ve Fransa arasında yapılmış fakat sonra Rusya'ya verilecek yerlerde belirlenmiştir.
Bu Antlaşmaya göre;
İngiltere; Irak ve Ürdün'ün koruyuculuğunu üstleniyor ve bütün Mezopotamya'yı nüfuz bölgesi yapıyordu.
Fransa; Suriye, Çukurova, Hatay bölgelerini nüfuz bölgesi yapacak Rusya'ya ise; Boğazlar ve Doğu Anadolu'nun verilmesi öngörülüyor
4- Şerif Hüseyin- Mac Mahon Antlaşması 1916
Mısır valisi Mac Mahon ile Mekke Emiri Şerif Hüseyin arasında imzalanmıştır.
Türklere karşı isyan etmesi karşılığı Araplara ( Şerif Hüseyin ve oğullarına ) devlet kurulacağı vaad edilmiştir.
5-Sn. Jean De Mauri Enne Ant. ( Sen Jan dö Moren Ant. ) 1917
a) İtalyanların Anadolu'da kendilerine vaad edilen yerlerin belirlenmesini istemesi üzerine imzalanmıştır,
b) Antalya'dan İzmir'e kadar olan yerler ve arka tarafları İtalyanlara verilecekti.
Not: 1917'de Rusların savaştan çekilmesi gizli antlaşmaların yerine getirilmesini engellemiş, fakat İngilizler ve Fransızlar çıkarlarını korumuşlardır
WİLSON İLKELERİ
Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Wilson'un savaşa girmeden önce
barışın hangi şartlarda sağlanması gerektiğini “Wilson İlkeleri” ile yayınladı. Fakat uyan olmadı. 8- Ocak - 1918'de ilan edilen 14 maddenin önemli maddeleri;
Osmanlı Devleti'nde Türklerin oturdukları bölgelere kesin egemenlik hakkı, tanınmalıdır. Diğer milletlere ise kendini yönetme hakkı verilmelidir.
Boğazların güvenliği sağlandığı taktirde bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olmalıdır.
Devletler kendi aralarında gizli antlaşmalar imzalamayacaktır. Galip devletler yenilenlerden savaş tazminatı ve toprak almayacaktır.
Devletler arasındaki anlaşmazlıkları barış yolu ile çözümleyecek milletler arası bir teşkilat kurulacak.
Not 1: Bu amaçla Cemiyeti - Akvam kurulmuştur.
Not 2: Bu ilkeleri istemeyerek kabul eden İtilaf Devletleri, aslında bunları çıkarlarına ters buluyorlardı. Fakat İtilaf Devletleri, bu ilkeleri kendi çıkarlarına göre uygulamışlardır.
Not 3: Wilson İlkeleri'nin yayınlanmasının temel amacı; ABD'nin Avrupa ve Ortadoğu'da güç sahibi olmak istemesidir.
PARİS BARIŞ KONFERANSI 1919
1919 yılı başlarında İtilaf Devletleri temsilcileri Paris'te toplanarak Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl paylaşacaklarını görüşmeye başladı. Yenilen devletlerin durumları görüşüldü.
Paris Barış Konferansı’nda Yunanistan ön plana çıkarak İngilizlerin desteğiyle daha önce İtalya'ya vaat edilen Batı Anadolu'nun Yunanlılara verilmesi kararı güçlendi. Doğu Trakya ve İzmir çevresi verildi.
Not 1: İtalyanlar İngiltere ve Fransa'ya kızarak güney kıyılarımızı tek başına işgal ettiler.
Not 2: İngiltere ve Fransa Wilson ilkelerinin ortaya çıkardığı etkiyi kırabilmek için Paris Konferansında Manda fikrini ortaya attılar.
İZMİR'İN İŞGALİ 15-MAYIS-1919
SEBEBİ: Paris Konferansı’nda Yunan İşgali’nin İtilaf Devletleri’nce
onaylanması
İngiltere'nin İstanbul'un güneyinde güçlü bir İtalya istememesi
İzmir'in işgalini Mondros Anlaşması’nın 7. Maddesine dayandırmaları
Yorum: İtilaf Devletleri, İzmir'in işgalini haklı göstermek için Türklerin Hıristiyanlara baskı yaptığını ileri sürmüşlerdir.
• 7. Maddeyi gerekçe gösteren Yunanistan, Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayan devletler arasında yoktu.
SONUÇ: Hasan Tahsin takma adlı, Osman Recep Nevres tarafından ilk kurşun atılmıştır.
• İşgallere yapılan tepki milli şuurun uyanmasını sağlamış ve tepkiyi değer¬ lendiren Mustafa Kemal "İşgallerin haksızlığı" ilkesinden yola çıkarak Kurtuluş Savaşını başlatmada itici güç olarak kullanmıştır
AMİRAL BRİSTOL RAPORU 12-EKİM -1919
Batı Anadolu'da genişleyen Yunan işgaline karşı başlayan Türk direnişi İtilaf Devletleri’nce heyecan yarattı. Durumu incelemek üzere Amerikalı Amiral Bristol başkanlığında İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir heyet görevlen dirildi. Rapora göre:
Hıristiyan halkın can güvenliğinin olmadığı bilgisi yanlıştır.
Yapılan katliamların sorumluluğu Yunanlılarındır.
Yunan askerleri geri çekilmeli İtilaf güçleri gelmelidir.
İzmir'de Türk çoğunluğu bulunduğundan bu yerler Yunanlılara verilemez. (Yunanlılar, Hıristiyanların çoğunlukta olduğunu iddia etmişti. )
İŞGALLER KARŞISINDA OSMANLI YÖNETİMİNİN TUTUMU
Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra başlayan işgaller ve özellikle İtilaf Devletleri gemilerinin İstanbul'u baskı altına alması Osmanlı yönetimi üzerinde
karamsar bir hava meydana getirdi. İşbaşına gelen hükümetler bir savunma ve karşı koyma hareketine geçilmesini istemiyordu. Anlaşmazlıkların müzakere yoluyla halledileceğine inanıyorlardı.
Osmanlı yönetimi her şeyden evvel, hilafet ve saltanatın varlığını güvenceye almanın yollarını arıyordu. İtilaf Devletleri, Osmanlı yönetiminden ciddi bir tepki görmeyince, işgal hareketlerini daha geniş bir alana yayma cesaretini buldular. Bu durum, başsız kalmış hissine kapılmış Türk milletini, haklarını kendi gücüyle korumak için harekete geçirdi
İŞGALLER KARŞISINDA MUSTAFA KEMALİN DURUMA BAKIŞI
Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği sırada Suriye Cephesi’nde Yıldırım Orduları Grubu Komutanı olarak görev yapıyordu. Ateşkes anlaşması imzalanınca İstanbul'a döndü. Ülkenin karşı karşıya bulunduğu durumun çok ciddi olmasını bilmesine rağmen karamsar değildi. Türk milletinin esareti kabul etmeyeceğine inanıyor, milletin kendi gücüyle düşmana karşı çıkabileceğini düşünüyordu. Bu sebeple, İstanbul önlerinde demirli duran İtilaf Devletleri’nin filosunu görünce yanındaki yaverine, "Geldikleri gibi giderler! " demişti. Bu sözler onun milletine olan güvenini, inancını ve uzak görüşlülüğünü göstermekteydi. Mustafa Kemal, İstanbul'da bulunduğu süre içerisinde padişah ve hükümet üyeleriyle görüşmeler yaptı. Onlara işgaller karşısında neler yapılması gerektiğini anlattı. Diğer yandan, şimdi müze olan Şişli’deki evinde, başta Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Bey olmak üzere güvendiği arkadaşlarıyla toplantılar yaptı. Bu toplantılarda, girişilecek mücadelenin esasları ele alındı. O sıralarda çeşitli kurtuluş çareleri ortaya atılıyordu
Bazı kimseler İngiltere'nin himayesini, bazıları ise Amerika'nın mandasını istemeyi uygun görüyorlardı. Onlara göre Osmanlı Devleti, ancak bu yolla ayakta kalabilir ve bütünlüğünü koruyabilirdi. Bunlardan başka bölgesel kurtuluş yollan arayanlar vardı. Milli cemiyetlerin bir kısmı bu anlayışın sonucunda ortaya çıkmıştı.
Türk milletinin, şerefli bir millet olarak yaşamasını temel ilke sayan Mustafa Kemal, hu görüşleri doğru bulmuyordu. Çünkü o günlerde Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tükenmişti. Osmanlı ülkesi tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Bu durum karşısında sağlam ve gerçek
karar, millet egemenliğine dayanan, kayıtsız, şartsız, bağımsız bir Türk Devleti kurmaktı.
Bu düşüncelere sahip olan Mustafa Kemal, milli mücadelenin, milletin azim ve kararıyla kazanılacağına inanıyordu.


15 Şubat 2016 Pazartesi

TRABLUSGARP SAVAŞI VE MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI

TRABLUSGARP (İTALYA SAVAŞI) 1911
SEBEBİ: Siyasi birliğini geç sağlayan İtalya’nın hammadde ve pazar arayışıyla sömürge elde etme istemesi. İtalya, önce Fransa ve İngiltere’nin onayını almış ve Osmanlı Devletinden Trablusgarp’ı istemiştir. Sonra İtalyanlar Trablusgarp’ı işgal etmişlerdir.
GELİŞMESİ:Donanma yeterli olmadığından denizden kuvvet gönderilemedi.
Mısır İngiliz işgalinde olduğu için Trablusgarp’ın işgaline engel olunamamış ve müdahale edilememiştir.
Trablusgarp’ın savunması yerli halkı teşkilatlandıran Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından yapılmıştır.
Derne, Tobruk ve Bingazi’de savaşıldı. İtalyanlar fazla ilerleyemediler. Bunun üzerine İtalyanlar; Oniki Adayı işgal ettiler.
SONUCU: I. Balkan Savaşının çıkmasıyla Trablusgrap’daki subaylar geri dönmüş; Trablusgrap savunmasız kalmıştır. Uşi Antlaşması imza edilmiştir.
UŞİ ANTLAŞMASI
1912’de imzalanan Uşi Antlaşmasına göre;
On iki ada geçici olarak,
Trablusgrap kesin olarak İtalyanlara bırakılmıştır. (İtalyanlar On iki Ada’yı boşaltmadılar, 1945’de İtalyanlar Yunanistan’a bıraktılar.

NOT: Uşi Antlaşmasıyla Osmanlı Devleti Kuzey Afrika ’daki son toprağını da kaybetmiştir.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI 30- EKİM – 1918
- Boğazlar İtilaf Devletlerine açılacak ve bu devletlerce işgal edilecektir. (Osmanlı Devleti'nin Boğazlar üzerindeki egemenliği sona eriyordu. )
2- Osmanlı Devleti’nin bütün haberleşme istasyonları (telsiz, telefon) İtilaf Devletleri tarafından denetim altına alınacaktır.
3- İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum ortaya çıkarsa istedikleri bölgeleri işgal edeceklerdir. ( 7. Madde; En ağır maddedir. İşgallere gerekçe olmuştur.)
4- Ermenilere bırakılması düşünülen Doğu’daki altı ilimizde ( Vilayet-i Sitte: Erzurum, Van Bitlis Sivas, Diyarbakır, Elazığ ) karışıklık çıkarsa; İtilaf Devletleri bu bölgeleri işgal edebileceklerdir. (Bu madde Doğu Anadolu 'da bir Ermeni devleti kurmaya yöneliktir. )
5- Osmanlı orduları terhis edilecek, silah ve cephaneye el konulacak.
6- Osmanlı Devleti’nin elindeki esirler bırakılacak, Türk esirler İtilaf Devletlerinin denetiminde kalacaklardır,
7- Trablus ve Bingazi'deki bütün Türk subayları en yakın İtalyan garnizonuna; Hicaz, Yemen, Suriye, ve Irak’taki askeri birlikler İtilaf Devletleri’ne teslim olacaklardır. Öte yandan İran ve Kafkasya'ya giren Osmanlı Birlikleri geri çekilecektir.
8- Bütün liman ve tersanelerden İtilaf Devletleri yararlanacaktır.
9- İtilaf Devletleri kömür, akaryakıt ve benzeri maddeleri Türkiye'den temin edeceklerdir.
10- Bütün demiryolları İtilaf Devletleri tarafından denetim altına alınacaktır

14 Şubat 2016 Pazar

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI...

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI
Savaş Başlamadan Önce
İTİLAF DEVLETLERİ: İngiltere, Fransa, Rusya
İTTİFAK DEVLETLERİ: Almanya, Avusturya-Macaristan İmp., İtalya
Savaş Başladıktan Sonra
İTİLAF DEVLETLERİ: İngiltere, Fransa, Rusya Sırbistan, İtalya, Yunanistan Romanya, Japonya, Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri
İTTİFAK DEVLETLERİ: Almanya, Avusturya-Macaristan İmp., Osmanlı Devleti, Bulgaristan
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SEBEBLERİ
Ülkeler arasında görülen sömürge elde etme yarışı
Fransa'nın 19. Yüzyılda Almanya'ya yenilmesi ve kaybettiği Alsas Loren'i
geri almak istemesi
İngiltere'nin Rusya'yı Balkanlar’da serbest bırakması; Avusturya Macaristan'ın çıkarlarının zedelenmesi
Ülkelerin birbirlerine karşı silahlanmaları
Almanya'nın İngiliz sömürgelerini tehdit etmesi
Avusturya Macaristan veliahtının Sırplar tarafından öldürülmesi
SAVAŞIN ÇIKIŞI
1914 yılının 28 Haziran’ında Saraybosna'yı ziyaret eden Avusturya - Macaristan veliahdı François ( Fransuva ) Ferdinand'ın bir Sırplı tarafından öldürülmesi I. Dünya Savaşı’nı başlatan olay oldu.
Avusturya - Macaristan İmparatorluğu katillerin Sırbistan'a sığındığını ileri sürerek bu devlete 28 Temmuz 1914 'de savaş ilan etti. Rusya Sırbistan'ın yanında yer aldı. Fransa, Rusya'yı destekledi. Bunun üzerine Almanya ve Rusya'ya savaş ilan etti. Daha sonra İngiltere, imzalamış olduğu anlaşma gereğince Fransa ve Rusya'nın yanında savaşa katıldı.
Japonya, Asya'daki hakimiyet alanını genişletmek için, Almanya'nın sömürgelerine saldırdı. Savaşın sömürgelere sıçraması savaş alanını genişletti.
Savaş başladıktan sonra İtalya bir süre tarafsız kaldı. Daha sonra kendisine verilmesi için söz verilen ve Güney Anadolu kıyılarına yerleşmek ümidiyle taraf değiştirdi. Savaş devam ederken değişik zamanlarda Romanya, Yunanistan, Brezilya, Portekiz ve ABD İtilaf Devletleri yanında savaşa girdiler
OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN SAVAŞA GİRMESİ
Osmanlı İmparatorluğu savaş başladığı zaman tarafsızlığını ilan etmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmemesi İtilaf Devletleri’nin işine geliyordu.
• Almanya ise Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girmesiyle yeni bir cephe açılacak, böylece İngiliz ve Rus birliklerinin Osmanlı cephesine kaydırılmasıyla yükü hafifleyecekti.
Bununla beraber Almanya;
• Boğazların İtilaf Devletleri’ne kapatılacağı için Ortadoğu'da egemenliği İngilizlere kaptırmayacağını düşünüyordu.
Osmanlı Devleti ise;
Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın ve yetkililerin savaşı Almanya'nın kazanacağına inanmaları, kaybedilen toprakların geri alınacağının düşünülmesi,
İngiltere’nin Balkan Savaşları’nda Osmanlı Devletinin karşısında yer alması ve Rusya'nın yayılmacılığına göz yumması sebebiyle Almanya'ya yaklaştı.
• Breslav, ( Midilli) ve Goben (Yavuz) isimli Alman gemileriyle Rus limanlan bombalandı. Rusya'ya savaş ilan edildi.
CEPHELER
Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda Savaştığı Cepheler:
1- KAFKAS CEPHESİ
Enver Paşanın yönetiminde Osmanlı ordusunun Rusya'ya karşı açtığı taarruz cephesidir.
Sarıkamış'ta soğuk hava şartları sebebiyle doksan bin asker şehit verilmiştir.
Ruslar Erzurum, Muş, Bitlis, Trabzon ve Erzincan'ı ele geçirmişlerdir.
1917'de Rusya'da Bolşevik İhtilali çıkınca Rusya savaştan çekildi.
Sovyet Rusya ile imzalanan Brest- Litovsk Antlaşması ile Kafkas Cephesi kapandı. 3- Mart -1918 Bu antlaşmada Almanya'da yer aldı. Bu antlaşmaya göre;
Sovyet Rusya daha önce 1878 Berlin Antlaşması ile aldığı Kars, Ardahan, ve Batum'u Osmanlı Devleti’ne geri vermiştir.
• Almanya'nın doğusundaki cephe kapanmıştır.
NOT: Osmanlı Devleti’nin Sovyet Rusya ile imzaladığı ilk ve tek antlaşmadır. ( İhtilalden sonra kurulan rejimle )
• Çanakkale savaşlarından sonra xvı Kolordu komutanlığına atanan Mustafa Kemal Paşa Ruslar’ı yenmiş, Bitlis ve Muş'u kurtarmıştır. (1916)
2- ÇANAKKALE CEPHESİ
İtilaf Devletleri’nce açılan bir cephedir.
Sebepleri:
Ekonomik durumu bozuk olan Rusya'ya yardım etmek
Boğazları ve İstanbul'u alarak Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakmak.
Gelişmesi ve Sonuçları: Çanakkale Boğazına yapılan saldırı 18-Mart- 1915 'de püskürtüldü. Daha sonra Anafartalar, Conkbayırı ve Arıburnu muharebeleri kazanıldı.
Böylece Gelibolu yarımadasının düşman eline geçmesi önlendi.
Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi’ndeki komutanlığı onun askeri dehasını ispatlamıştır.
Birinci Dünya Savaşı uzamıştır.
Rusya çökmüş ve savaştan çekilmiştir.
3- GÜNEY CEPHESİ
Bu cephede Kanal, Suriye, Irak, Filistin cephelerinde mücadele edilmişti. Özellikle “Kanal Cephesinin” açılması;
• İngiltere'ye sömürgelerinden gelecek yardımları önlemek ve Süveyş Kanalını ele geçirerek İngiltere'yi Mısır’dan çıkarmak amacına yöneliktir
4- BATI CEPHESİ
Bu cephede Osmanlı birlikleri Galiçya, Romanya ve Makedonya 'da savaştılar. Müttefiklerine yardım ettiler.
SAVAŞIN BİTİŞİ VE ANTLAŞMALAR
Savaştan çekilen ilk devlet Sovyet Rusya’dır. Bir süre sonra ABD Wilson İlkelerini yayınlayarak savaşa girdi. Bulgaristan ateşkes isteyerek savaştan çekildi. Daha sonra ise Almanya, Avusturya - Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı imparatorluğu savaştan çekildiler
I. DÜNYA SAVASI’NIN SONUNDA İTİLAF DEVLETLERİ İLE
Bulgaristan Nöyyi 27- Kasım - 1919
Almanya Versay 28- Haziran - 1919
Avusturya Sen Jermen 10 - Eylül -1919
Macaristan Triyanon 4 - Haziran -1920
Osmanlı İmparatorluğu ile Mondros Ateşkes (30- Ekim -1918 ) ve Sevr (10- Ağustos -1920) antlaşmalarını imzaladılar.
I. DÜNYA SAVAŞININ SONUÇLARI
•İttifak Devletleri yenildiler
•Avusturya Macaristan İmparatorluğu parçalandı.
•Avusturya, Macaristan, Polonya, Yugoslavya, Çekoslovakya
Devletleri Kuruldu.
•Osmanlı Devleti’nden Ürdün, Arabistan Irak, Suriye Devletleri koparak bağımsız oldu.
•Ülkeler arası barışın sağlanması için “Milletler Cemiyeti”kuruldu.
•Sömürgecilik nitelik değiştirip mandacılık yayıldı.
•Çok milletli imparatorluklar yıkıldı.
•Yeni rejimler uygulamaya konulmuş, “Cumhuriyet Rejimi” yaygınlaşmıştır.

•Türklerin toprakları işgal edilmiş, Türk Milleti Kurtuluş Savaşını başlatmış ve yeni bir devlet kurmuştur