31 Ocak 2016 Pazar

MÜLAZEMET VE NEVBET SİSTEMİ



MÜDERRSİLER İÇİN MÜLAZEMET VE NEVBET SİSTEMİ
SÖZLÜK ANLAMI : Lüzum mastarından gelmektedir.Bir yere veya bir kimseye bağlanmak, bir işte devamlı olmak anlamına gelir.
TERİM ANLAMI : Medrese mezunlarının gerekli kademelerden geçtikten sonra, müderrislik ve kadılık için sıra beklemeleri ve mesleki tecrübe kazanmaları anlamına gelmektedir. Bu bir nevi staj dönemidir.

MÜLAZEMET SİSTEMİ
Osmanlı medrese teşkilatında hariç ve dahil medrese derslerini görüp bitiren talebe sahn-ı seman veya sahn-ı  Süleymaniye medreselerine devam eder ve burayı da bitirdikten sonra icazet alır yani müderrislik yapabileceğine dair bir diploma verilirdi. Bu belgeyi alan öğrenciler nevbet sistemine göre müderris veya kadı olabilmek için sıra beklerlerdi. Eğer Anadolu’da görev yapacaksa Anadolu Kazaskerine, Rumeli de görev yapacaksa Rumeli Kazaskerinin belirli günlerindeki meclislerine katılır ve “matlab” denilen deftere mülazim kaydedilir ve sırası gelinceye kadar beklerdi. Nevbet sırası gelen aday ilk başta en aşağı derecedeki medreselerde yani yirmili (haşiye-i tecrid) medreselere atanır ve 20-25 akçe ile işe başlarlardı. Burada iki üç sene çalışan müderris merkeze çağırılır ve bir üst dereceli yani otuzlu medreseye geçmek için yine sıra beklerdi. Sırası gelince de bir üst dereceli medreseye atanırdı. Bu şekilde müderrisler zamanla 20-30-40-50-60 gibi daha yüksek dereceli medreselere atanır ve aldıkları yevmiyeler ve özlük hakları da artardı. Bir müderrisin, ilk rütbeden son rütbeye kadar ki ilmiye yolunu 25-30 yılda tamamlaya bilirdi. Bu yol alışına “kat-ı meratib” denirdi. Müderrisin medreselerde ki aşağıdan yukarıya doğru dolaşmasına ise “devri medaris” denilirdi.
MÜLAZEMET  YOLLARI
Nevbet Yoluyla Mülazemet : Belirli zamanlarda büyük kadı ve müderrislerin mülazim vermeleridir. Genellikle 7 yılda bir yapıldığı bilinmektedir.
1)Teşrif Yoluyla Mülazemet : Büyük kadı ve müderrislerin veya büyük şehir müftülerinin bir göreve tayin edildiklerinde veya görev değiştirdiklerinde yahut bir sefere katıldıkların kendi yerlerine bilirlerini istemeleri sonucu yapılır.
2)Mevta’dan Mülazemet : Görevde olan kişinin vefat etmesi sonucu gerçekleşir. Vefat eden kişinin öğrencilerinden belirli kurallar dahilinde seçilirdi. Eğer aday çoksa güvenilir bir alim tarafından veya bizzat kazasker tarafından sınava tabi tutulur ve ona göre belirlenirdi.
3)İ’adeden Mülazemet : Mülazim verme hakkına sahip olan yüksek dereceli müderrislerin talebelerinden layık olanları mülazim verirlerdi. Büyük kadılar eğer medreseden kadılığa geçmişlerse ayrıldıkları medresedeki muidlerini mülazim verirlerdi.
4)Mustakil Arz ile Mülazemet : Çalışkanlığı veya herhangi bir hizmette yararlı görülen talebenin bir yetkili tarafından mülazim vermesi sonucu olur.
5)Tezkire Hizmetinden Mülazemet : Görevde olan kazaskerin altı ayda bir mülazim verme yetkisi vardı ve bu bir usuldü bu şekilde mülazemet yapıla bilirdi.
6)Fetva Emanetinden Mülazemet : Aynı şekilde görevde olan şeyhülislamın altı ayda bir mülazim vermesi de bir usuldü bu şekilde de mülazemet yapıla bilirdi.
Mülazemet Sisteminin Bozulması
               Medrese mezunlarının bir göreve atanmak için mülazemet usulü uygulanır ve bir bekleme döneminden geçerlerdi. Bu bir çeşit staj dönemi idi. Zamanla bu yol kötüye kullanılmıştır. Hatta müderris için bir medrese bitirme zorunluluğu bile aranmamış. Ders yapılmayan, harap,yanmış adı var ama kendisi olmayan medreselere kayırma yani torpille müderris olarak atanmışlardır. Yüksek düzey devlet adamlarının çocuklarına bir çok hak verilmiştir bu dönemde.
Bu haklar şu şekildedir ;
1) Padişah hocalarının oğulları on bir veya on dört yaşına basınca ilk olarak elli akçeli dahil müderrisliğine atanırdı.
2)Şeyhülislamın  çocukları aynı yaşta kırk akçeli hariç müderrisliğine atanırdı.
3)Kazasker çocukları ilk anda kırk akçeli medrese müderrisliğine atanırdı.
4)Eyalet kadılarının oğulları yirmi beşli ve otuzlu medreselere hiç sıra beklemeden küçük yaşta müderris yapılmıştır.
Mülazemet sisteminin bozulmasıyla birlikte cahil ve liyakatsız insanlar görev başına gelmişler ki kazasker divanında ismini yazamayacak kadar cahil kişi kadı ve müderris olmuştur. 18 yy’ ın ilk yarısında ulemanın iyi görmemiş oğullarına bilgisizliklerini örtsün diye sakal uzatma zorunluluğu bile getirilmiş ve bu bir alay konusu olmuştur.
               Koçi Bey, padişaha sunduğu 1631 tarihli layihasında herkes rüşvet, hatır gönül ile müderrisliğe geçebildiğini kaydeder ve “ ilim sahasının cahillerle dolduğunu, bilgili ile cahil arasında bir fark gözetilmediğini” belirtir.
Yine İ.H UZUNÇARŞILI’ ya göre suhte(softa) isyanlarının  en önemli bir nedeninde mülazemet sisteminin bozulmasına bağlar ve bunu şu şekilde açıklar; “ medrese tahsili yapmadan, rüşvet ve kayırma ile yükselenlerin durumu, kudretsiz ve kayırıcısı bulunmayan medrese talebelerini de fena yollara yöneltmiştir. Bunun sonucu olarak ta 16. yy ikinci yarısından itibaren bu kişiler dersleri bırakarak eşkıyalığa başlamışlar” ve bu büyük bir soruna dönüşmüştür.






2 yorum:

  1. Öncelikle emek vermişsiniz elinize sağlık. AMA, yazılarınızda kullandığınız bağlaçlar ve ekler konusunda daha fazla dikkat etmelisiniz. Yazı baştan aşağıya yanlış sözcük ve bağlaç yazımlarıyla dolu.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler. Bu blogu ödev amaçlı açmıştık. Bu yazılarda ders notlarımız. O yüzden böyle.

    YanıtlaSil